Gözler Ne ile Yıkanmalı? Felsefi Bir Deneme
Bir filozof için görmek, sadece gözle değil, zihinle yapılan bir eylemdir. Gözler dünyayı olduğu gibi değil, olduğuna inandığımız biçimiyle görür. O hâlde şu soruyu sormak kaçınılmazdır: Gözler ne ile yıkanmalı? Sadece fiziksel kirlerden mi arındırılmalı, yoksa önyargılardan, inançlardan, alışkanlıklardan da temizlenmeli mi? Felsefenin üç ana alanı — etik, epistemoloji ve ontoloji — bu soruya üç farklı ama birbirini tamamlayan yanıt verir.
Epistemolojik Perspektif: Görmenin Hakikati
Epistemoloji, yani bilginin doğası üzerine düşünme sanatı, görmeyi bir bilgi eylemi olarak ele alır. Gözlerimiz dünyayı bize getirir, ama ne kadarını gerçekten “görürüz”? Platon, mağara alegorisinde insanların yalnızca gölgeleri gördüğünü söyler; hakikatin kendisi değil, onun duvarda dans eden yansımalarıdır bize görünen. Eğer öyleyse, gözlerimizi neyle yıkamalıyız? Belki de bilgiyle. Ama bu bilgi, biriktirilmiş veriler değil; sorgulamayla, kuşku ve farkındalıkla gelen bir bilgeliktir.
Zihin, gözün asıl merceğidir. Bir şeyi görmeden önce onun hakkında bir düşüncemiz varsa, o düşünce görme biçimimizi belirler. Gözler, düşüncenin rengine boyanmış bir cam gibidir. Bu yüzden filozofun görevi, o camı saflaştırmak, yani algıyı ön yargıdan arındırmaktır. Gözler suyla değil, farkındalıkla yıkanmalıdır.
Etik Perspektif: Bakışın Sorumluluğu
Etik açıdan “göz” sadece gören değil, aynı zamanda yargılayan bir organdır. Bakışın kendisi, bir değer eylemidir. Birine nasıl baktığımız, onun varoluşuna nasıl izin verdiğimizi belirler. Gözlerimizi yıkamak, yalnızca görmek için değil, adil görebilmek içindir.
Levinas’a göre “ötekinin yüzü” bizi sorumluluğa çağırır. Yani karşımızdaki insanın varlığı, bizim etik sınavımızdır. Eğer gözlerimiz önyargı, kıskançlık ya da tahakkümle doluysa, öteki bizde görünmez olur. Bu durumda gözleri yıkamak, kalbi yıkamakla eş anlamlıdır.
Etik bakış, yargılayan değil, anlayan bakıştır. Dolayısıyla gözlerin etik temizliği sabunla değil, empatiyle yapılır.
Ontolojik Perspektif: Görmenin Varlığı
Ontoloji, yani varlık felsefesi, “görmek nedir?” sorusunu varoluşsal bir düzlemde ele alır. Görmek, var olana tanıklık etmektir. Bir şeyi görmek, onun varlığını onaylamaktır. Ancak modern dünyada bu tanıklık bozulmuştur; gözlerimiz çok şey görür ama çok azını fark eder.
Heidegger, varlığın gizlenişinden söz eder. Dünya, kendini bize her zaman tam olarak göstermez; biz de her şeyi aynı derinlikte göremeyiz. O hâlde gözlerimizi neyle yıkamalıyız?
Cevap belki de sessizliktedir. Çünkü sessizlik, görmenin içsel yankısını duymamızı sağlar. Ontolojik temizlik, dış dünyanın gürültüsünü azaltmakla başlar. Gözleri yıkamak, dünyayı yeniden görmeyi seçmektir — sanki ilk kez bakıyormuşuz gibi.
Gözlerin Felsefi Arınması
Birçok gelenekte göz yıkamak, sadece bedensel bir temizlik değildir. Hint felsefesinde “üçüncü göz” kavramı, hakikatin sezgiyle görülmesini temsil eder. İslam düşüncesinde “basiret”, gözle değil, kalple görülen bilgidir. Yani gerçek görme, fiziksel değil; ruhsal bir eylemdir.
Bu bağlamda “gözleri yıkamak”, insanın kendi bilincini yeniden inşa etmesidir. Görmeyi öğrenmek, varoluşun anlamını yeniden okumaktır.
Gözlerin yıkanması, bir arınma eylemi olarak düşünülmeli:
– Önyargıdan arınmak,
– Başkasını bir nesne değil, bir özne olarak görmek,
– Görmenin sınırlarını fark etmek,
– Ve nihayetinde kendi bakışını sorgulamak.
Düşünsel Sorular: Görmenin Ötesine Geçmek
Peki, biz gerçekten görüyor muyuz, yoksa sadece bakıyor muyuz?
Gözlerimiz yorgun mu, yoksa zihnimiz mi bulanık?
Birini görmeden önce onun hakkında ne kadar çok “biliyoruz”?
Ve en önemlisi: Gözlerimizi neyle yıkarsak, yeniden insan oluruz?
Bu sorular, bir yanıt aramaktan çok, bir farkındalık davetidir. Çünkü her görme eylemi, bir seçmedir. Gözleri yıkamak, seçimlerimizi arıtmak anlamına gelir.
Sonuç: Görmenin Ahlakı
Gözler neyle yıkanmalı?
Su ile değil, düşünce ile.
Sabunla değil, vicdan ile.
Ve en çok da, merak ile.
Görmek, insanın varoluşuna katıldığı bir eylemdir. Gözlerin temizliği, dünyanın değil, bilincin berraklığıyla ilgilidir. Çünkü nihayetinde, dünya göze değil, görebilen bir kalbe görünür.
#felsefe #etik #epistemoloji #ontoloji #farkındalık #görmek